Çoğu birey masaj yaptırdığı esnada içinin ürpermesine, bazı uzuvlarındaki karıncalanmaya veya yalnızca bir noktaya uygulanan baskıyı vücudunun, bedeninin her yerinde nasıl hissedebildiğine şaşırır. En sonunda masaj bitiminde de kaslarındaki baskıdan kaynaklanan sansasyon miktarına hayret eder. "Bunu ayak parmak ucumdan bile hissedebiliyorum!" ‘’Şuan tüm vücudum, bedenim pelte gibi..’’ Bu ifadeler masaj hizmetimiz sırasında en çok duyduklarımız – söylerlerken çoğunlukla yüz ifadeleri değişmiştir- Peki, bu nasıl oluyor? Masaj Sizi Fiziksel ve Ruhsal Açıdan Nasıl Etkiliyor?
Kas Bir Duyu Organıdır
Kas büyük bir duyu organıdır öyle ki cildimizden çok daha büyüktür. Kas dokusu bireyin kilosunun yaklaşık yarısı kadardır ve sinir uçları ile doludur. Kas dokumuz tendon ve ligamentler gibi bağ dokularıyla ve "fascia" olarak isimlendirilen karmaşık sarımlar ile iyice sarılmıştır.
Tüm o sinir uçlarımız doğru baskı tekniği ile uyarıldığında sansasyon dediğimiz tatlı ürpertiyi, gıdıklanma hissini yaratır. Doğru baskılar arttığında diğer bütün duyuların birleşiminden çok daha fazla sansasyon üretirler ve vücudumuza, bedenimize yayılırlar, böylece masaj seansımız bittiğinde genellikle rahatlamış, gevşemiş ve yeni uyanmış gibi hissederiz. Kaslarınızın hissi aslında vücudunuzun, bedeninizin nasıl hissettiğidir! Siz kaslarınızsınız.
Altıncı Hisse Dikkat
Sinir uçlarımız basınç, baskı, hareket, gerilme, dokunma, kas kasılmasının hızını ve çok daha fazlasını tespit eder. Tıpkı bize zaman zaman rahatsızlık veren egzersiz esnasında yorgunluk ve ağrıları hissetmemiz gibi. Çünkü omuriliğe ve beyine gönderilen duyu bilgisinin yaklaşık olarak yarısı bu sinirlerden gelir.
Bu duyumsal bilgiler olmadan ayakta bile kalamayız. İç sesimiz, altıncı hislerimiz olmadan maalesef bedenimizi bile bulamaz, hissedemezdik. Aslında, bireylerin kendi seslerini kaybetmeleri nadir görülen bir nörolojik durumdur ve sonuç maalesef yıkıcıdır.
Fakat kimse bunun nasıl bir anlam ifade ettiğini pek bilmiyor hatta çoğu birey bunun ismini bile duymamıştır. Fizyologlara iç sesimize "proprioception" derler. Proprioception gerçek "altıncı hissimiz anlamını taşımaktadır.
Garip bir biçimde çoğu insan, canı incinmeye başlayana kadar kaslarının nasıl hissettiğinin farkında olmazlar. En mutlu olduğumuz anları hatırlayalım, içimiz içimize sığmaz, büyük ve çoşkulu bir hareket isteği ve enerji ile dolu oluruz. Oysa bir şeye çok üzüldüğümüzde, ağladığımızda vücudumuzda birtakım yerler ağrımaya başlar, üzüntünün çokluğuna ve büyüklüğüne göre de yerimizden kalkamayacak kadar halsiz bile hissedebilir, yataktan kalkamayabiliriz.
Duyularınızı ve Sinir Sisteminizi Şaşırtın
Dokunmak, manzaralar ve sesler ile göz kamaştırmak, gülleri koklamak ve harika yemekleri tatmak isteriz. Yaşamdan alabildiğimiz maksimum zevki almak isteriz. Sinir sistemimiz samimi duyusal açıdan olan sürprizleri sever. Tıpkı lezzetli bir yemeğin ağzımıza koyuluncaya kadar tadını bilememek ve yedikten sonra duygusal tatminimize ulaşmak gibi.
Bunu yapmanın, proprioseptif duyumuzu şaşırtmanın tek yolu kendimize masaj yapmak veya yaptırmaktır, onu pasifçe uyarmaktır.