Hamilelik sırasında, bir kadının vücudu fiziksel formda, yapıda ve iç işlevde değişikliklerden geçer. Bu önemli yaşam değişikliğine hazırlanırken hamile kadınlar fiziksel ve duygusal desteğe ihtiyaç duyarlar ve bunu beden çalışması şeklinde daha sık ararlar.
Yapılan bir araştırmada tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin hamile kadınlar ve doğum yapan kadınlar için giderek daha popüler hale geldiğini göstermektedir. Hamilelik sırasında önerilen en yaygın alternatif tedaviler sırasıyla; masaj tedavisi (%61), akupunktur (%45), gevşeme (%43), yoga (%41) ve kayropraktik terapiler (%37) şeklindedir. Hamilelik ilerledikçe, vücudun ağırlığı öne doğru kayar ve dik durmak için bacaklara ve sırta daha fazla baskı uygular. Kan hacmi normal seviyelerin üzerinde %50'ye kadar yükselir ve bu da vücudun ana kan damarları üzerindeki baskıyı artırır. Vücudun artan kan hacmi ve dizilimdeki kayması nedeniyle dolaşım özellikle bacaklarda o kadar verimli değildir. Toplu olarak, bu değişiklikler anne adayı için rahatsızlığa, acıya ve ek strese neden olur.
Ulusal kadın sağlığı ve bilgi merkezi, kadınların %14'ünün hamilelikleri sırasında veya hemen sonrasında depresyonla karşılaşacağını tahmin etmektedir. Hamile kadınlar, ruh halini düzenleyen önemli nörotransmitterler olan dopamin ve serotonin düzeylerindeki değişiklikler nedeniyle depresyon yaşarlar. Çalışmalarda, hamile kadınlarda depresyon, erken doğum ve düşük bebek doğum ağırlığı ile ilişkilendirilmiştir.
Depresyonlu anne adayları üzerinde yapılan araştırmalar, düzenli masajın serotonin ve dopamin düzeylerini artırdığını, depresyon ve kaygıyı önemli ölçüde azalttığını göstermiştir. Kalp atış hızı, kan basıncı ve vücudun stres hormonu olan kortizolde de düşüşler kaydedildi. Düşen stres seviyeleri, hamile kadınlarda gevşemeyi artırdı ve uykuyu iyileştirdi.
Masaj, doğumla ilişkili eklemlerde ve kaslarda esnekliği ve hareket aralığını artırmaya yardımcı olarak vücudu doğuma hazırlar. Masaj, bacaklarda kan akışına yardımcı olur ve ödem, varis ve kan pıhtıları olasılığını azaltır. Masajın ayrıca bel ve bacaklardaki kaslar ve sinirler üzerindeki baskıyı azaltarak siyatik ağrısını hafiflettiği de gösterilmiştir.
Düzenli olarak masaj alan araştırma çalışması katılımcıları, hamilelik haftalarında sırtlarında ve bacaklarında daha az ağrı ve daha kısa, daha az ağrılı bir doğum bildirdiler. Hatta masaj grubunda ağrı kesici ihtiyacı azaltılarak doğum süresi ortalama 3 saat kısalmıştır.
Bir kadının hamileliği sırasında herhangi bir zamanda, bir tıp uzmanı tarafından oluşturulan doğum öncesi bir planla işbirliği içinde masaj yaptırabilir. Bir masaj terapisti, annenin ağrı toleransı dahilinde çalışırken sırt gibi en fazla gergin olan bölgelere odaklanmalıdır. Dolaşımı teşvik etmek ve ağrıyı hafifletmek için bacaklara hafif basınç uygulanabilir. Karın bölgesine çok az basınç uygulanmalı veya hiç basınç uygulanmamalı ve aşırı hassas bölgelerden kaçınılmalıdır.
Masaj ve gebelik üzerine yapılan araştırmalar, masajın doğum öncesi dönemde fiziksel, zihinsel ve duygusal gerilimi azaltmadaki etkinliğini doğrulamaktadır. Azalan stres ve depresyon, doğum öncesi, sırası ve sonrasında anne ve bebek arasındaki bağın artmasına neden olur. Masaj, hem anne hem de bebek için doğum öncesi bakıma olumlu bir katkı olabilir ve doğum sonrası önemli bir fiziksel ve duygusal destek kaynağı olabilir.